Kategoriler
Teknoloji Haberleri

Mastercard Türkiye Genel Müdürü olarak Yiğit Çağlayan atandı

2011 yılından bu yana Mastercard bünyesinde çalışan ve son olarak Avrupa Pazarlarında Ürünlerden sorumlu Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Yiğit Çağlayan yeni görevinde Türkiye ve Azerbaycan pazarlarında nakitsiz toplum ve dijitalleşme konularına öncülük edecek.

Kariyerine başladığı 2000 yılından bu yana Türkiye ve İngiltere’de bireysel bankacılık alanında kart, üye işyeri ve satış gibi farklı bölümleri yöneten Çağlayan, Mastercard bünyesinde, dijital ödeme çözümü Masterpass’in bölgede hayata geçirilmesi ve yaygınlaştırılmasına liderlik etti. Ödemelerin dijitalleşmesi konusunda hem Türkiye’de hem de hızlı büyüyen Avrupa pazarlarında ilkleri hayata geçiren ekipleri yöneten Çağlayan, “conversational commerce” ve transit alanlarında son kullanıcıya etki eden inovatif projelerden sorumluydu.

Ödeme sistemlerinde yeni teknolojilerin yayılmasını sağlayan önemli iş birliklerinin arkasındaki isim olarak gösterilen Çağlayan; “Stratejik önemdeki Türkiye ve Azerbaycan pazarlarını kapsayan yeni görevimde nakitsiz toplum ve dijitalleşme konularına öncülük etmeye devam edeceğim. Ülkemiz Mastercard içinde de büyük öneme sahip ve en yenilikçi ürünlerin piyasaya ilk sunulduğu pazarlardan biri. Ben ve ekibim her zaman olduğu gibi, Türkiye’nin organizasyonumuz içindeki lider konumunu daha ileri taşımak için çalışacağız.” şeklinde konuştu.

Marmara Üniversitesi’nde İşletme eğitiminin ardından Yeditepe Üniversitesi’nde MBA derecesini alan Mastercard Türkiye ve Azerbaycan Genel Müdürü Yiğit Çağlayan, 2011 yılından bu yana Mastercard bünyesinde görev yapıyor.

Kategoriler
Teknoloji Haberleri

Edenred’in 2018 Yatırımlarında Aslan Payı Dijitalleşmeye!

Türkiye’de yemek kuponu hizmetini sunan ilk uluslararası firma olan Edenred, bu yıl Türkiye’de 25. yılını kutluyor. Bu vesileyle İstanbul’a gelerek Edenred Türkiye ofisini ziyaret eden Edenred CEO’su Bertrand Dumazy Türkiye ekibini başarılarından ötürü kutlayarak, her yıl ortalama yüzde 15 olan büyüme oranlarının bu yıl yüzde 20’lere ulaşmasını beklediklerini açıkladı. 2018 yatırımlarında en büyük payı dijitalleşme ve yeni nesil mobil ödeme sistemlerine vereceklerini söyleyen CEO Dumazy, Türkiye’de KOBİ’leri daha da güçlendirmek adına da önemli kararlar aldıklarını müjdeledi.

Çalışanlara, şirketlere ve üye işyerlerine yönelik sunduğu çözümlerle dünya lideri olan Edenred’in Türkiye faaliyetlerinin 25. yılı nedeniyle Edenred CEO’su Bertrand Dumazy İstanbul’a bir ziyaret gerçekleştirdi. Türkiye’yi bundan tam 25 yıl önce yemek kuponu hizmetiyle tanıştıran ilk uluslararası firma oldukları için büyük bir gurur duyduklarını belirten CEO Dumazy, Edenred’in 2018 yılı hedeflerine dair de açıklamalarda bulunan Dumazy şunları söyledi;

“Öncelikle Edenred Türkiye’nin 25. yılını kutluyor, 25 yıldır birlikte çalışıp çözümler ürettiğimiz çalışanlarımızdan iş ortaklarımıza, müşterilerimizden üyelerimize, herkese teşekkür etmek istiyorum. Edenred Türkiye, Edenred ailesi için büyük önem taşıyor. Her yıl yüzde 15 oranında büyüme sergileyen Edenred Türkiye’nin, daha hızlı bir büyüme başarısı göstererek yüzde 20 seviyesini göreceğine hiç kuşkum yok. Bu anlamda Türkiye’de KOBİ’leri de daha fazla içine alacak yeni işbirlikleri ve kampanyalara imza atmak istiyoruz. 2018’de de bununla ilgili girişimlerimiz olacak. Edenred Türkiye’nin bir parçası olduğu Edenred Grup da hedeflediği yolda hızla ilerliyor. Edenred Grup olarak 2018’de 500 bin kişilik istihdam yaratmayı hedefliyoruz. 2018 yılı yatırım planlarımız kapsamında dijitalleşme ve mobil ödeme sistemlerine de ağırlık vereceğiz. Önümüzdeki 2 sene içinde cloud (bulut) sistemleri hayatımızın her alanında çok daha fazla yer alacak. Edenred olarak şu ana kadar yüzde 45 oranında buluta geçişimizi gerçekleştirdik. 2 yıl içinde de tüm geçişi tamamlayacağız. Edenred Türkiye’ye de gerek bu konudaki gerekse dijitalleşme ve mobil ödeme konusundaki birikimimiz, uzmanlığımız ve hayata geçirdiğimiz gelişmelerle ilgili her türlü desteği sağlayacağız.”

42 ülkede, 8.000’e yakın çalışanıyla hizmet veren Edenred, Türkiye’de yemek kuponu hizmetini sunan ilk uluslararası firma olarak ön plana çıkıyor. Türkiye’de 25 yıldır faaliyet gösteren şirket, sunduğu ön ödemeli kurumsal çözümler ile müşterilerinin hayallerini gerçekleştiriyor.

Kategoriler
Teknoloji Haberleri

Apple iMac Pro n11.com’da

Teknoloji devi Apple’ın merakla beklenen performans canavarı iMac Pro, Türkiye’de online platformlar arasında ilk kez n11.com’da ön siparişle satışa açıldı. Bugüne kadar üretilen en hızlı ve en güçlü Mac olan iMac Pro, performansı kadar tasarımıyla da dikkat çekiyor.

Apple‘ın San Francisco’da düzenlediği WWDC 2017 etkinliğinde tanıttığı, tasarım ve donanım anlamında üst düzey performans vadeden yeni ürün ailesi iMac Pro, online platformlar arasında ilk kez n11 ’da ön siparişle satışa açıldı. 27 inç boyutunda 5120 x 2880 piksel çözünürlük sunan ekranla donatılan bilgisayar, 18 çekirdekli Intel Xeon işlemci, 128 GB bellek, 4 TB SSD, 16 GB Radeon Pro Vega 64 ekran kartı seçenekleriyle bir donanım canavarına dönüşebiliyor.

Bugüne kadar üretilen en hızlı ve en güçlü Mac olarak ön plana çıkan iMac Pro, yeni nesil işlemcileri, çarpıcı Retina 5K ekranı, bugüne kadar bir Mac’te bulunan en güçlü grafik işlemcisi, süper hızlı depolama alanı ve gelişmiş özellikleriyle birlikte en zorlu profesyonel iş akışlarının üstesinden geliyor. Sessiz, ince ve kusursuz alüminyum ve cam kasası içinde yüzde 80’e kadar daha fazla soğutma kapasitesi sunan yeni iMac Pro, göz alıcı uzay grisi rengiyle uyumlu bir Magic Keyboard, Magic Mouse ve isteğe bağlı Magic Trackpad’le geliyor. Apple’ın merakla beklenen donanım canavarı iMac Pro, online platformlar arasında ilk kez n11’da ön siparişle satışa sunuluyor.

Kategoriler
Teknoloji Haberleri

Xerox 2017 yılı Küresel Vatandaşlık Raporu’nu yayınladı

Sürdürülebilir iş süreçleri ve enerji kullanımına yönelik Xerox’un 2020 yılı hedeflerinin çoğuna 2017 yılı itibarı ile ulaşıldı. Xerox 2017 yılında enerji tüketimini yüzde 12, emisyon oranlarını yüzde 20 oranında düşürdü. Dünya genelinde 2500 STK’ya destekte bulundu, 10 bin Xerox çalışanı 900 sivil toplum projesinde gönüllü çalıştı.

Xerox, daha iyi bir çalışma ortamı, sosyal yaşam, sürdürülebilir bir çevre ve üretim sistemi yaratabilmek için bağımsız kuruluşların denetiminde kendisine hedefler koyuyor. Çevreye duyarlı bir çalışma ve üretim şekline; şirket hedeflerinden ödün vermeden de ulaşılabileceğini gösteriyor. Xerox’un 2006 yılından itibaren her yıl düzenli olarak açıkladığı onikinci “Küresel Vatandaşlık Raporu”, kurumun yönetim ve çalışan değerlerini, çevre politikalarını, inovasyon çalışmalarını, sürdürülebilir iş yaklaşımlarını ve sosyal sorumluluklarını ortaya koyuyor. Xerox’un GRI G4 raporlama kural ve standartlarına göre hazırladığı 2017 yılı Küresel Vatandaşlık Raporu’nda öne çıkan konu başlıkları ve alınan sonuçlar şunlar:

Etik değerler ve şeffaflık temel ilke

Etik değerlere göre hareket ve şeffaflık Xerox’un hem iç hem de dış müşterilerine karşı belirlediği temel ilkelerinden biri. Xerox’ta işler; etik programı, ihtiyatlı risk yönetimi, iş devamlılığı ve paydaşlarla bütünlük gibi etmenlerle beraber yürütülüyor. Xerox bu konudaki duyarlılığı ile 11. Kez “Dünya’nın En Etik Şirketleri”nden biri olarak gösterildi.

Çevreye duyarlı en yeşil şirketler arasında

2012 yılı temel alındığında Xerox, enerji tüketimini yüzde 20, karbon gazı emisyon oranları yüzde 28 oranında azalttı. Bu da yaklaşık 92.000 metrik ton karbondioksit (CO2e) salınım miktarına denk geliyor. Ayrıca S&P İklim Açıklaması Liderlik Endeksi’nde 100 üzerinden 99 puan almayı başaran Xerox, yüzde 94 olan geri dönüşüm oranıyla Newsweek’in hazırladığı “En Yeşil Şirketler” listesine girmeyi de başardı.

Sivil toplum çalışmalarına 1 milyon dolar destek

2016 yılında yaşam ve çalışma alanında toplulukları iyileştirmek için Xerox’un finansmanı ve çalışanlarının gönüllülüğüyle bütünleşen Xerox Sivil Toplum Katılım Programı’na 1 milyon dolar destekte bulunuldu. 900’den fazla projeye 10.000’in üzerinde Xerox çalışanı gönüllü olarak katıldı.

Yöneticilerin yüzde 32’si kadın

Xerox, her dil, din, ırk ve kültürden ve her cinsiyetten kişinin özgürce, güven ve adalet içinde çalışabildiği bir şirket. Kadın ve erkek eşitliğini gözeterek, içinde bulunulan kültür ne olursa başarılı kadın çalışanların yönetim görevlerine teşvik etmek Xerox’un temel değerlerinden biri. Halihazırda Xerox yöneticilerinin yüzde 32’sini kadınların oluşturmasıda bunun bir göstergesi. Aynı şekilde Amerika’daki Xerox çalışanlarının yüzde 31’ini azınlıklar oluşturuyor.

En saygın şirketler listesinde

Kusursuz bir müşteri deneyimi yaratmak, yapılan her işte müşteri memnuniyetini esas almak Xerox’un üretim ve çalışma anlayışını dayandırdığı temel felsefe. Bu bakış açısıyla Xerox bir kez daha, Forbes’ın “Dünya’nın En Saygın Şirketleri 2017” listesinde yer aldı.

En iyi 100 kurumsal vatandaştan biri

Xerox, Kurumsal Sosyal Sorumluluk dergisi tarafından 9. Kez üst üste “En İyi 100 Kurumsal Vatandaş” listesinde gösterildi. Ayrıca Xerox “2017 Dünya’nın En Etik Şirketleri” listesinde yer alarak, üst üste 11 yıldır bu listede yer alan bir kaç saygın kuruluştan biri.

Kategoriler
Teknoloji Haberleri

Enervis, Türkiye’nin Elektriğini Tüketen Sanayinin Yol Haritasını Çizdi

Alman enerji şirketic ve EWE Turkey Holding grup şirketlerinden Enervis işbirliği ile Nisan 2015’de başlayan “Türkiye’de Enerji Verimliliği – EnEffTurN (Energy Efficiency in Turkey Now)” projesi sona erdi. EWE Bursagaz Genel Müdürlük Binasında gerçekleştirilen kapanış toplantısında, projenin genel değerlendirmesinin yanı sıra işletmelerin enerji verimliliğine bakış açısı, uygulamaları ve Inovatif Enerji verimliliği çözümleri üzerine panel düzenlendi. Projeye finansman sağlayan Alman yatırım şirketi DEG ve EWE AG’den proje koordinatörlerin yanı GOSB (Gebze Organize Sanayi Bölgesi Teknik Müdür Yardımcısı Hülya Kaynak, BTSO (Bursa Ticaret ve Sanayi Odası) Enerji Konseyi Başkanı Erol Dağlıoğlu ve Bursa Enerji Verimliliği Derneği- ENVERDER Başkanı Dr. Mustafa Uysal, Bursa Makine Mühendisleri Odası Başkanı İbrahim Mart, Bursa Elektrik Mühendisleri Odası Başkanı Remzi Çınar ve projeye katılan 20 sanayi kuruluşunun üst düzey yöneticileri de toplantıda yer aldı.

 

Almanya’nın en büyük enerji şirketlerinden EWE AG ve EWE Turkey Holding bünyesinde hizmet veren Enervis işbirliği ile düzenlenen “Türkiye’de Enerji Verimliliği – EnEffTurN (Energy Efficiency in Turkey Now)” projesi sonlandı. Bursa’da EWE Bursagaz Genel Müdürlük Binasında gerçekleştirilen kapanış toplantısında, EnEffTurN projesinin genel değerlendirmesinin yanı sıra işletmelerin enerji verimliliğine bakış açısı, uygulamaları ve Inovatif Enerji verimliliği çözümleri üzerine de bir panel düzenlendi.

 

Yaklaşık 2 yıl süren projeye Bursa ve Gebze’den katılım gösteren 20 sanayi kuruluşunun yer aldığı toplantının açılış konuşmasını ise Enervis Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Heinrich Tschochohei, EWE Turkey Holding CEO’su Dr. Frank Quante, Enervis Genel Müdürü Osman Kipoğlu, Gebze Organize Sanayi Bölgesi Teknik Bölge Müdür Yardımcısı Hülya Kaynak ve Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Enerji Konseyi Başkanı Erol Dağlıoğlu yaptı.

 

EnEffTurN projesiyle tespit edilen tüm proje fırsatlarıyla, 35.582 MWh enerji tasarrufu elde edilmesi bekleniyor. Bu da yaklaşık 4,5 Milyon TL yıllık enerji tasarrufu anlamına geliyor.. Bu sayede sözkonusu tesislerde bir yıl içerisinde 11.524 ton karbondioksit gazı salınımının azaltılması sağlanacak.

 

Türkiye’de toplam elektrik tüketiminin yüzde 47’sinin sanayi tesislerinde gerçekleştiğinin altını çizen Enervis Genel Müdürü Osman Kipoğlu;

 

“EnEffTurN projemiz sayesinde Türkiye’nin ne kadar ciddi bir enerji verimliliği potansiyeline sahip olduğunu gösterdiğimizi düşünüyorum. Atölyelerimize katılan sanayi kuruluşları, enerji verimliliği sayesinde ne kadar tasarruf edebileceklerini görmenin yanı sıra enerji verimliliği projelerini uygulama fırsatı da buldu. Enervis olarak, Alman EWE AG’den aldığımız bilgi birikimiyle Türkiye’de teknoloji ve güven odaklı bir iş ortağı olarak, enerji verimliliği alanında öncü rolümüzü sürdüreceğiz.” dedi.

 

Türkiye’nin sahip olduğu yüksek enerji verimliliği potansiyelinin değerlendirilmesi için sanayi kuruluşlarının da seferber olması gerektiğini vurgulayan EWE Turkey Holding CEO’su Dr.Frank Quante ise;

 

 

“Öncelikle Alman EWE AG’ye ve DEG’e ve Federal Almanya Çevre Bakanlığı’na destekleri için teşekkür ediyorum. EWE Turkey Holding olarak, EWE AG’nin 85 yıllık bilgi birikimi ve know-how’ı ile faaliyet gösterdiğimiz tüm sektörlere katkı sağlamak için çalışıyoruz. Enervis ve EWE AG’nin ortaklaşa gerçekleştirdiği EnEffTurN projesinin büyük bir başarı olduğuna inanıyor, grup şirketlerimizden Enervis’e de emekleri için gönülden teşekkür ediyorum. EWE Turkey Holding olarak, hep birlikte ülkemizin enerji verimliliği potansiyelini ortaya çıkaracağımıza ve Türkiye’nin global enerji piyasalarındaki gücüne güç katacağımıza olan inancım tam.” diye konuştu.

 

 

Toplam 57 proje fırsatı tespit edildi

EnEffTurN projesinin yürütülmesinde aktif rol oynayan EWE AG ve Enervis, Nisan 2015’de başlayan projenin ilk atölyesi Almanya’nın Bremen kentinde gerçekleşirken, ikinci atölye Gebze’de ve üçüncü atölye Bursa’da gerçekleştirdi. Bursa ve Gbeze’den 20 sanayi kuruluşunun katıldığı atölyelerde toplamda 57 proje fırsatı tespit edilirken, katılımcı sanayi kuruluşlarının enerji profilleri ortaya konarak enerji verimliliği alanında know-how aktarımı yapıldı. EnEffTurN proje değerlendirmesinin ardından Doç. Dr. M. Ziya Söğüt Başkanlığında düzenlenen panelin ilk oturumunda; BOSB Proje Kordinatörü Nilay Durukan, GOSB Yönetim Merkezi Enerji Birimi’nden Teknik Uzman Emre Zengin ve Enervis Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Heinrich Tschochoei enerji verimliliğine bakış açılarını, uygulamaları ve hedeflerini aktardı.

 

ENVERDER Bursa Şube Başkanı Dr. Mustafa Uysal’ın başkanlığında düzenlenen panelin ikinci oturumunda ise verimli tesis kurulumunun yanı sıra Topkapı Enerji’den Emre Özdemircan inovatif enerji verimliliği çözümleri olan kojen/trijen sistemleri, Mitshubishi’den Deniz Cansu WHPP, Miura Turkey’den Murat Yurdakul Buhar Kazanı (Çoklu Kurulum), Canovate’den Ziya Tiryaki ısı pompaları ve son olarak Enervis’ten Ömer Altınok da dolaşımlı tip akışkan yataklı kazan gibi uygulamaların avantajlarına değindi.

 

EnnEffTurN proje kapanış toplantısı, sunumların ardından düzenlenen plaket töreni ile devam etti ve katılımcılara düzenlenen Leed platinum sertifikalı EWE Bursagaz Genel Müdürlük Binası gezisi ile son buldu.

Kategoriler
Teknoloji Haberleri

LG Türkiye, Therma V ailesinin en yeni üyesini iş ortaklarına tanıttı

LG Electronics Türkiye, klima ve iklimlendirme çözümleri alanındaki iş ortakları ile Hotel Wyndham Grand İzmir’de 12 Aralık’ta gerçekleştirilen etkinlikte bir araya geldi. LG’nin Therma V yeni nesil ısı pompalarının tanıtıldığı toplantıda, ürünle ilgili detaylı bilgilerin yanı sıra pazara ilişkin analizler de iş ortaklarıyla paylaşıldı.

LG’nin 3. nesil AWHP ürünü olan Therma V ısı pompasının Türkiye tanıtım toplantısına 100’e yakın iş ortağı katıldı. LG Electronics Türkiye Klima ve Enerji Çözümleri Bölüm Başkanı James Park’ın açılış konuşmasını gerçekleştirdiği etkinlikte, LG Electronics Türkiye Ticari Klimalar Satış Müdürü Vedat Şahin ısı pompası pazarına dair analiz ve beklentileri iş ortaklarıyla paylaşırken, LG Electronics Türkiye Ticari Klima Teknik Destek Müdürü Süleyman Çavuşoğlu da yeni ürüne özel detaylı ve karşılaştırmalı teknik bilgileri aktardı.

LG Electronics Türkiye Klima ve Enerji Çözümleri Bölüm Başkanı James Park gerçekleştirdiği açılış konuşmasında şunları söyledi: “LG Electronics olarak son kullanıcı ya da kurumsal alan fark etmeksizin, iklimlendirme çözümlerimizle hem enerji tasarrufunu ön plana çıkarıyoruz hem de yüksek performansı hedefliyoruz. Sektördeki en yeni cihaz olan LG Therma V ısı pompası ile özellikle Türkiye’de rekabet yeteneğimizi daha da geliştireceğimize inanıyoruz. Bunu mümkün kılan iş ortaklarımız ile böyle güzel bir etkinlikte bir araya gelmekten çok mutluyuz.”

LG Therma V, 5 farklı kapasite seçeneği sunuyor
Isı pompaları hava, su ve toprak gibi doğal ortamlardaki ısıyı kullanarak çalışırken, doğadaki enerjiyi çok az enerji harcayarak bina içine ısı olarak taşıyan bir sisteme sahip. LG’nin 3. nesil ısı pompası Therma V, inverter teknolojisiyle ısıtma sisteminde ve sıcak tedariğinde en iyi çözümleri sunmanın yanı sıra dış ortamdaki enerjiyi absorbe ederek kazanlı sistemlere göre 4 kat daha fazla enerji tasarrufu sağlıyor. LG Therma V kullanıcılara, 7 kW, 9 kW, 12 kW, 14 kW ve 16 kW olmak üzere 5 farklı kapasite seçeneği sunuyor. Bu model için yeni geliştirilen kumanda sayesinde kullanıcılar, ısı pompalarını daha tasarruflu kullanabiliyor.

Kategoriler
Teknoloji Haberleri

Dijitalleşme ile Endüstrilerde Plansız Duruş Riski Azaltılabiliyor

Saha servisi yönetim çözümleri alanında öncü olan GE Dijital bünyesindeki ServiceMax tarafından yaptırılan yeni bir araştırmaya göre, plansız duruşların yol açtığı maliyetler, dijital teknolojilere ve saha servis yönetimine yapılan yatırımları artırıyor. Teknoloji danışmanlık şirketi Vanson Bourne tarafından yürütülen araştırmaya Orta Doğu ve Türkiye genelindeki bilişim teknolojileri ve saha servis liderleri katıldı.

Araştırmada öne çıkan bulgular şu şekilde:

Planlansız duruş sürelerinin sık sık yaşanması: Şirketlerin yüzde 82’si, son üç yıl içinde en az bir kez plansız duruş yaşamış (Ortalama sıklık, iki) ve bu kesintiler, ortalama dört saat sürmüştür.

Planlanmayan duruş sürelerinin maliyetinin yüksek olması: Aberdeen hesaplamalarına göre duruş süreleri, tüm işletmeler genelinde saatte 260 bin dolara mal olmakta; ortalama bir duruş dört saat sürmekte ve bu duruşun yılda iki kere gerçekleşmesinin maliyeti yaklaşık 2 milyon dolara ulaşmaktadır.

Farkındalığın düşük olması: Yüzde 65’in üzerinde şirket, ekipmanlarının bakımı, yükseltilmesi veya yenilenmesine ilişkin tam bir farkındalığa sahip değildir.

10 şirketten 8’i, dijital teknolojilerin plansız duruşları ortadan kaldırabileceğini kabul ediyor.
Planlansız duruş sürelerini sıfıra indirmek, ankete katılan kuruluşlardan yüzde 62’si için en büyük öncelik veya yüksek önceliğe sahip.

Kuruluşların yüzde 51’i, dijital dönüşümün yönetim düzeyinde yüksek veya en büyük önceliğe sahip olduğunu teyit ediyor.

Araştırmaya katılan yöneticilerin yüzde 45’i, öngörülebilir bakım araçlarına sahip bir dijital ikizin büyük arızaları önleyeceğini kaydederken, bunlardan yüzde 57’si 2020’ye kadar dijital ikize yatırım yapmayı planladığını belirtti.“Plansız Duruşların Maliyeti, Sebepleri ve Sonuçları” adıyla yürütülen araştırmaya Türkiye, Suudi Arabistan ve BAE genelinde imalat, tıp, petrol ve gaz, enerji, kamu hizmetleri, telekomünikasyon, dağıtım, lojistik ve ulaşım gibi sektörlerde, saha servisi ve bilişim teknolojilerinden sorumlu 150 karar verici katıldı.

Araştırmada, plansız duruşların en çok üretim süreçlerini, üretkenliği ve müşteri memnuniyetini etkilediği; işletmelerin her iş kolunda olumsuz etki yarattığı tespit edildi.

Araştırmada ayrıca, işletmelerin dijital teknolojilere ve saha servis yönetim çözümlerine yatırım yaptığı ortaya koyuldu:

Saha servis yönetiminin de ortalama olarak önümüzdeki iki buçuk yıl içinde temel bir gelir unsuru haline gelmesi bekleniyor.

GE Dijital Orta Doğu, Afrika ve Türkiye Genel Müdürü Ali Saleh, şöyle konuştu: “Dijital çözümler her geçen gün daha önemli hale gelirken, varlık verimliliğine yönelik farkındalığın yeterli seviyede olmadığını gözlemledik. Saha servisi yönetimi çözümleri, yine aynı şekilde reaktiflik olmaktan proaktif olmaya, proaktiflikten öngörülebilir olmaya geçiş yaptı. Bu tür bir geçişi, planlansız duruşlara olan yaklaşımlarda da görüyoruz; burada kurtarma aşamasından korumaya, ardından da sorun ortaya çıkmadan önlem alma aşamasına geçiş olduğunu gözlemliyoruz. Planlansız duruş süresinin sıfıra ulaşması, şirketlerin endüstriyel dijital stratejilerinde yol almasıyla zaman içinde bir norm haline gelecek.”

Yönetici Özeti, infografikler ve Vanson Bourne İnceleme Raporu’nun bir kopyası, buradan indirilebilir.Bulgular ayrıca 14 Aralık 2017’de Türkiye saatiyle saat 14:00’da düzenlenecek özel bir web seminerinde sunulacaktır. Etkinlik için buradan kayıt yaptırabilirsiniz.

Kategoriler
Teknoloji Haberleri

McLaren Sports Series özel lastik ve jant takımıyla kışa hazır

İngiliz lüks spor ve süper otomobil üreticisi McLaren, lastik ortağı Pirelli ile işbirliği yaparak McLaren Sports Series modelleri için yeni bir kış lastiği ve jant takımı sunuyor.

McLaren Kış Lastiği ve Jant Takımı, Pirelli MC Sottozero 3 kış lastikleriyle donatılmış ve McLaren lastik basınç izleme sistemini içeren, dört adet 14 kollu hafif alaşımlı gizli kaplamalı lastiklerden oluşuyor.
Tipobet giriş
Lastik ve jant takımı, McLaren ve Pirelli mühendislerince özel olarak 540C, 570S, 570GT ve yeni 570S Spider modellerinden oluşan McLaren Sports Series ailesi için geliştirildi. Araca takılmaya hazır olarak sunulan lastik ve jant takımı, sürücülerin kış lastiklerine kolayca ve hızla geçiş yapmasını ve soğuk aylarda da McLaren’lerinin keyfini doyasıya çıkarmasını sağlıyor. Kışın yollardaki tuz ve diğer birikintilerle mücadele etmek için ikinci bir lastik ve jant takımına sahip olmak, ‘yaz lastiklerini’ koruduğu gibi takılan lastiklerin ömrünü de uzatıyor.

McLaren Otomotiv Satış Sonrası Hizmetler Direktörü Carl Whipp bu konuda şunları söyledi: “Mevsimin hava ve yol koşullarına göre doğru lastiği seçmek, araçlarını yıl boyu güvenle kullanmak isteyen her McLaren sürücüsünün önceliği olmalıdır. Kış lastikleri yasal bir zorunluluk olsa da olmasa da ikinci bir lastik ve jant takımını hazır bulundurmak, müşterilerin kış geldiğinde en uygun lastik seçimine kolaylıkla ve hızla geçebilmesini sağlayacak. Biz de bu nedenle lastik ortağımız Pirelli ile işbirliği yapmış bulunuyoruz. McLaren Kış Lastiği ve Jant takımları sadece McLaren Satıcıları aracılığıyla sunulacak.”

Kış lastiği uygulamasının zorunlu olmadığı ülkelerde dahi soğuk, yağışlı ve hatta karlı hava ihtimali varsa bu lastikleri takmak akılcı bir hareket oluyor. ‘MC’ onay mührü taşıyan ve özel olarak McLaren için geliştirilen Pirelli MC Sottozero 3 lastiklerle olumsuz hava ve yol koşullarında optimal tutuş ve hakimiyet elde ediliyor. Suda kızaklama olasılığını azaltmak için yüksek drenaj seviyesine sahip sırt deseniyle, lastikler mümkün olan maksimum tutuşu sağlıyor. Sıcaklığın düşük ama donma seviyesinde olmadığı havalarda ıslak ve kuru yollarda da etkin bir şekilde kullanılabiliyorlar. Bir kılavuz olması amacıyla, hem de McLaren hem Pirelli hava sıcaklığı 7 derecenin altına indiğinde kış lastikleri kullanılmasını öneriyor.

Kış lastikleri kullanmak, olumsuz yol ve hava şartlarında frenleme performansını önemli ölçüde iyileştirebiliyor. Yaz lastikleriyle karşılaştırıldığında Pirelli MC Sottozero 3, bir McLaren Sports Series otomobilin soğuk havada durma mesafesini ıslak koşullarda %10, karlı yollarda ise %20’ye kadar azaltabiliyor.

McLaren Kış Lastiği ve Jant takımı, şimdi İngiltere, Avrupa ve Kuzey Amerika’daki McLaren Satıcılarından satın alınabiliyor. Sports Series otomobillerini yıl boyu kullanmak isteyen ama ilave bir lastik ve jant takımı almayı tercih etmeyen McLaren sahipleri ise mevcut jantlarına kış lastiği taktırmayı ve ilkbahar geldiğinde diğer lastiklerine dönmeyi seçebiliyor.

Kategoriler
Teknoloji Haberleri

Türkiye’de yılbaşı alışverişi son Pazartesi yapılıyor

Derin öğrenme ile güçlendirilmiş yeniden hedefleme teknolojilerinin dünya çapında sağlayıcısı RTB House, Türkiye ve dünyanın diğer bölgelerindeki yılbaşı alışveriş eğilimlerini ortaya koyuyor.
Türkiye’de Aralık ayında internet kullanıcıları e-ticaret sitelerini en çok hafta içi ziyaret etmeyi tercih ediyorlar. Özellikle Pazar günü e-ticaret ziyaretlerinde azalma görülürken, yılbaşına doğru bu oranlar değişiyor. Yılbaşından 10 gün öncesinde online alışveriş Aralık ayı ortalamasının yüzde 36’ya kadar üzerine çıkıyor.
Yeni yıldan önceki ilk Pazartesi ise Türkiye’deki popüler online alışveriş günü olarak göze çarpıyor ve Aralık ayı ortalamasının yüzde 22 üzerinde artış görülüyor. Aralık ayı boyunca Cumartesi ve Pazar günleri insanlar ortalama yüzde 20 daha az alışveriş yaparken, yılbaşına doğru kullanıcıların e-ticaret sitelerine ilgisi artıyor. Örneğin yıl başından önceki son Pazar günü reklamlara yüzde 20 daha fazla tıklanıyor.

Kişiselleştirilmiş reklamlara ilgi artıyor
Türkiye’deki internet kullanıcılarının yeni yıl öncesinde kişiselleştirilmiş fırsatlar görmek istediğini ve reklamlara tıklama eğilimlerinin daha fazla olduğunu dile getiren RTB House Türkiye Ülke Müdürü Can Tunçer, “Kişiselleştirilmiş reklamlar, kullanıcıların dikkatini çekerek, potansiyel kullanıcıların e-ticaret sitelerini ziyaret etmesini sağlıyor. Derin öğrenme temelli yapay zekâ ve yeniden hedefleme çözümleriyle en doğru kişiye, en doğru teklifin yapılması satışların artmasını sağlıyor” dedi.
Tunçer, yılbaşı döneminde online reklam stratejilerini belirleyen e-ticaret sitelerinin, eğer varsa fiziksel mağazalarına yönlendiren yapılar da oluşturabileceğini belirtti. Bu sayede yılbaşı alışverişine çıkan kitleyi de dijital ortamda yakalayarak, fiziksel mağazada satışa yönlendirmek mümkün.

Aralık ayında dünyada en az satın alma Cumartesi
Derin öğrenme ile geliştirilen reklam teknolojileriyle dünyanın en büyük markalarına yeniden hedefleme çözümleri sunan RTB House, Avrupa, Latin Amerika, Asya-Pasifik, Orta Doğu ve Afrika’yı kapsayan 40’dan fazla ülkenin verisini analiz etti.
Tüm bu bölgelerde Aralık ayında e-ticaret sitesi ziyaretleri, Türkiye’ye paralellik göstererek haftaiçi gerçekleşiyor. Ay ortalamasına göre yüzde 17 daha fazla ziyaret edildiği görülen Pazartesi günleri daha fazla tercih ediliyor. Ayrıca satın alma oranı da yüzde 38 artıyor. Cumartesi günleri ise e-ticaretin en zayıf olduğu gün olarak göze çarpıyor. Ziyaretler yüzde 8 oranında düşerken, gerçekleşen işlem sayısı yüzde 22 azalıyor.

Kategoriler
Teknoloji Haberleri

Amgen Bilim Öğrencileri Programı’na Başvurular Devam Ediyor

Amgen Vakfı tarafından sunulan Amgen Bilim Öğrencileri Programı (Amgen Scholars) lisans öğrencilerini yaz döneminde dünyanın farklı ülkelerinde Cambridge, Pasteur ve Tokyo gibi dünyanın en önde gelen üniversitelerinde bilim ve biyoteknoloji araştırma programlarına gönderiyor. Türkiye’den şimdiye kadar 35 öğrencinin katıldığı programa, 2018 yaz programı için başvurular 1 Şubat 2018 tarihine kadar devam edecek.

Biyoteknolojinin dünyadaki öncülerinden biri olan Amgen, sadece ciddi hastalıkların tedavisinin geliştirilmesine değil; şirketin hayır amaçlı kolu olan Amgen Vakfı aracılığıyla geleceğin bilim insanlarının yetişmesine de yatırım yapıyor. İlk defa 2006 yılında başlayan ve 50 milyon dolar yatırım yapılan Amgen Bilim Öğrencileri Programı (Amgen Scholars) üniversite lisans öğrencilerine dünyanın tanınmış üniversitelerinde yaz döneminde cazip bir araştırma programına katılma şansı sunuyor. Şimdiye kadar dünya çapında 3.542 öğrencinin yararlandığı programa Türkiye’den de 35 öğrenci katılmış bulunuyor.

Bu programa katılan öğrenciler, bir öğretim üyesinin gözetimi altında, normal lisans eğitimi müfredatının ötesinde araştırma alanlarını keşfetme imkânına sahip oluyor. Program, pek çok katılımcı için kendi kurumlarında bulunmayan, birinci sınıf bir araştırma laboratuvarında çalışabilmek gibi önemli bir fırsat sunmakta. Amgen Bilim Öğrencileri Programının kendine özgü bir parçası olarak öğrenciler bölgesel bir sempozyuma katılarak yaz döneminde gerçekleştirdikleri araştırma projelerini tartışıyor, biyoteknoloji ve bilim kariyerleri hakkında daha fazla bilgi ediniyorlar. Katılımcılar diğer bilim öğrencileri ile tanışıyor ve önde gelen endüstri ve üniversitelerdeki bilim adamlarından ilk elden bilgi edinme fırsatı buluyor. Yapılan araştırmaya göre dünya genelinde Amgen Bilim Öğrencileri Programına katılan 3.542 öğrencinin %94’ü daha ileri bir akademik dereceye veya bilimsel kariyere devam ediyor.

Lisans eğitimini henüz bitirmemiş ve doktora yapmayı isteyen her üniversite öğrencisine açık olan programa başvuruda bulunmak için daha önceden araştırma deneyimine sahip olma ya da biyoloji eğitimi alma zorunluluğu da bulunmuyor. Katılım şartlarına ilişkin ayrıntılı bilgi web sitesinden temin edilebilir. Başvurular 1 Şubat 2018 tarihine kadar www.amgenscholars.com web sitesi üzerinden yapılabilecektir.

Kategoriler
Teknoloji Haberleri

Dijitalleşme, KOBİ’ler için tercih değil zorunluluk olacak

4. Sanayi Devrimi ile başlayan dijital dönüşümün sadece büyük firmaları etkilemeyeceğini, dolayısıyla dijitalleşmenin KOBİ’ler için tercih değil zorunluluk olması gerektiğini ifade eden Dijital Dönüşüm Danışmanı ve Me Consultancy kurucusu Murat Erdör, KOBİ’lerin dijital dönüşüm çağında ayakta kalmak için atmaları gereken adımları açıkladı.

Dijital Dönüşüm Danışmanı ve Me Consultancy kurucusu Murat Erdör, Türkiye ekonomisinin itici gücü olan ve son dönem verilerine göre ülkemizde işletmelerin yüzde 99,77’sini oluşturan KOBİ’lerin dijital dönüşüm çağında ayakta kalmak için atmaları gereken adımları açıkladı. Küçük ve orta boy işletmelerin (KOBİ), her ülkede olduğu gibi ülkemiz ekonomisinde de son derece önemli bir yere sahip olduğunu belirten Erdör; bilgi, finans, insan, teknik altyapı gibi kaynaklarındaki yetersizliklerin, dijital dünyanın ve yeni teknolojilerin karmaşık gelmesinin ve güven eksikliğinin KOBİ’lerin dijitalleşirken karşılaştıkları başlıca temel sorunları olduğunu ifade etti.

4. Sanayi Devrimi ile başlayan dijital dönüşümün sadece büyük firmaları etkilemeyeceğini, dolayısıyla dijitalleşmenin KOBİ’ler için tercih değil zorunluluk olması gerektiğini ifade eden Erdör, KOBİ’lerin dijital dönüşüm çağında ayakta kalmak için atmaları gereken adımları şu şekilde sıraladı:

Müşteri Zekası
Hangi kanaldan gelen müşterilerin daha fazla gelir sağladığını, mevcut müşterilerinin alışveriş sıklığını, en son alışveriş yapılan tarihleri ve harcanılan paranın görülmesini sağlayan modellemelerin kullanımı, pazarlama stratejilerinde KOBİ’leri sektörlerinde bir adım öne geçirebilecek unsurlardan biri durumunda.

E-posta pazarlama
Herkese aynı mesajı gönderen KOBİ’lerin satış anlamında fazla şansı yokken, kişiye özel e-posta gönderimi, KOBİ’lerin daha fazla geri dönüş almalarına olanak sağlıyor. Web sayfasında tüketicilerin gezindikleri kategorilerin ve ürünlerin bilgisini kullanarak kişiye özel e-posta atan KOBİ’ler rekabette ön plana çıkabilecek.

Mobil pazarlama
Mobil cihazlarla her şeyi yapabildiğimiz günümüzde KOBİ’ler mobil uygulamalar aracılığıyla müşterileriyle daha fazla iletişim halinde kalabiliyor. KOBİ’ler mobilde yapacakları hedefleme çalışmalarıyla sektörlerinde ön plana çıkma şansına sahip olabilecek.

Bulut teknolojisi
Kullanıcılar arasında bilgisayar kaynaklarının paylaşılmasına olanak tanıyan Bulut Teknolojisi, tüm verilerin internet ortamında saklanmasını ve istenildiği an sunucular üzerinden kullanılmasını sağlıyor. Bulut teknolojisi kullanan KOBİ’ler internete bağlanan her türlü cihazdan sahip oldukları belgelere ulaşabilme ve çalışabilme imkanına sahip. Ayrıca KOBİ’ler bu teknoloji sayesinde depolama alanı sorunları, bozulma, kırılma gibi faktörlerle de karşılaşmıyor.

Ölçümleme araçları
KOBİ’lere ait hedef kitlelerin bıraktığı dijital izlerin ilgili firma ya da marka tarafından sayısal değerlere dönüştürülmesi anlamına gelen ölçümleme, KOBİ’nin ürettiği ürün ve hizmetlerin başarısını gözlemleme olanağı sunuyor. Günümüzde kullanılan ve ölçümleme için en yaygın olarak kullanılan araç Google Analytics. KOBİ’ler Google Analytics verilerini kullanarak, ürün ve hizmetlerinin başarısını ölçümleme şansını yakalayabiliyor.

Sosyal medya reklamları
Sosyal medya hesaplarımıza her an her yerde bağlıyız ve bu bizleri, reklamların potansiyel kitlesi haline getiriyor. Sosyal medyanın yarattığı bu durum, KOBİ’lerin hedef kitlelerine doğrudan ulaşmasını sağlarken, aynı zamanda ekonomik açıdan tasarruf etmelerini de olanak sunuyor.

Büyük Veri
Müşterilere ait verilerin sağlıklı şekilde toplanması ve verimli şekilde analiz edilmesi, önemli gündem maddelerinden biri olmayı sürdürüyor. Sahip oldukları büyük veriyi yönetebilen KOBİ’ler, rekabette bir adım öne geçerek hem verimliliklerini ve karlılıklarını artıracak hem de kişiye özel mesaj gönderdikleri için farkındalık yaratacak.

Murat Erdör hakkında
TED Ankara Koleji’nde lise eğitimini tamamladıktan sonra Bilkent Üniversitesi İşletme Bölümü’nden 1999 yılında mezun olan Dijital Dönüşüm Danışmanı ve Me Consultancy kurucusu Murat Erdör, Bahçeşehir Üniversitesi’nde “Stratejik Pazarlama ve Marka Yönetimi” üzerine master yaptı. Finans, hizmet ve enerji sektörlerinde yerli ve yabancı birçok şirkette çalıştıktan sonra, uzun süre dijital pazarlama ve otomasyon konusunda dünyanın sayılı markalarından biri olan Emarsys’de Türkiye Ülke Müdürlüğü görevini yürüttü. Emarsys’deki başarılarının ardından Türkiye’nin lider pazarlama platformu Euromessage’da Türkiye Genel Müdürü olarak çalışan Erdör, 20 senelik kurumsal hayata ara verip kendi firmasını kurdu. Kariyerine “dijital dönüşüm danışmanı” olarak devam eden Erdör, aynı zamanda “Bilgi Paylaştıkça Güzel” temalı www.muraterdor.com adlı web sayfasıyla farklı konularda sektöre katkıda bulunuyor.

Kategoriler
Teknoloji Haberleri

Swatch ISIDOR Modeli Türkiye’de 90 adet satılacak

Swatch içinde bulunduğu her yeri bir kış masalına çevirme gücüne sahip ISIDOR’u sunmaktan mutluluk duyar. Yılbaşı sezonu stiline göz kırpan ISIDOR, karlar erise bile şık görünümünü sürdürme yeteneğine sahip.

Saat konseptine yeni bir çehre kazandıran tasarımın gümüş renkli kadranı tıpkı bir ayna gibi parlak ve iki yeşil göz ve rengarenk bir gülümseme ile tamamlanıyor. Yüz şekli, her saat başı birbiriyle buluşan iki havuç burunla tamamlanıyor. Saatin kayışını süsleyen kar taneleri ise kardan adamın kendini evinde hissetmesini sağlıyor.

Dünya genelinde toplam 8.888 adet üretilen ISIDOR’dan Türkiye’de ise sadece 90 tane satışa sunulacak. Bir kardan adamın en ayırdedici özelliği olan havuç burun ise, saatin özel paketinin ilham kaynağı oldu. Sürrealist sanatçı René Magitte’in “Ceci n’est pas une pipe” (Bu bir pipo değildir) adlı eserinden ilhamla paketin üzerinde “Ceci n’est pas une carotte” (Bu bir havuç değildir) yazıyor. Elbette ki değil, bu havucu akşam yemeğinde servis etmeyi aklınızdan bile geçirmeyin!